* fotoğraf alıntıdır..
Kış mevsiminin bitip, yaz mevsiminin başladığına inanılan, dileklerin dilendiği, göklere ellerin açıldığı, nişanlıların pikniğe çıktığı, cüzdanların ağzının açık bırakıldığı, nohutlar, pirinçler dağıtılan, gül dallarının dileklerle süslendiği, sabah ezanlarıyla uyanıp tek tek toplandığı, dileklerin suyla buluşturulduğu, dilek paralarının ojelenip cüzdanlara konduğu o güzel gün Hıdırellez bu sene 5 Mayıs akşamı-6 Mayıs sabahında kutlanacakmış..
Hoşgeldin Hıdırellez..
Benim canım annem, her sene, oturur mutfak masasına, çayını alır yanına, sessizce bir defter ve bir kalemle başlar yazmaya, ee tabi 3 kızı olunca, onun için bu süreç çok yorucu geçer :)
Hiç bıkmadan yazar dilediklerini, hayırlısı diyerek başlar mektubuna, yazmakla kalsa yine iyi, çizer tek tek, dileklere ilişkin fotoğraflar koyar, keser biçer, gerçekten okunası çok zevkli bir mektup oluverir, ama okutmaz kimselere..
Hepsini tek tek katlar, herbirini bir kese içine koyar, her keseye bir de bozuk para, ağzını bağlar ve gül dalına asar..Bekler ki sabah ezanı okunsun..Ezanla beraber gider alır onları..Herkese kendi dilek kesesinin içindeki bozuk parayı oje damlatarak verir, cüzdanımızda saklamamız için..
Dileklere ne mi olurdu?
O dilekler aylar boyunca kimsenin bilmediği yerlerde saklanır, yazın yazlığa giderken unutulmaz, denize ilk girişte dualar eşliğinde suya bırakılır..
Bir sene çok komik birşey oldu, annem dilekleri yazdıktan sonra o zamanki evimizin bahçesindeki gül ağacına kesecikleri asmış, ezanla beraber inmiş ki kesecikler yok :)
Ablamlarla bizim yorumumuz, "içindeki bozuk paralar için ve bir de içindeki o eğlenceli renkli mektupları gülerek okumak adına birilerinin aldı.", annemin yorumuysa "dilediklerim kuş oldu uçtu, olacak."
Şaka bir yana annem bugüne kadar hangi sene ne dilediyse oldu, ablamlara kısmet yazdı, hatta çöpten elele çiftler çizdi ve evlendiler, küçük bebekler çizip emzikli, beğendiği bebek fotoğraflarını yapıştırdı ve bebekleri oldu dünya tatlısı, ve önceki sene benim için araba çizdi, çöpten beni içine yerleştirdi ve arabamı aldım, son Hıdırellezde ise -son demi, tekne kazıntısı (bu ben oluyorum, gözümün nuru annem)- için hayırlı bir eş çizdi, cılız bir çöp adam, elele, duvaklar çizdi başıma..
Ve nişanlandım..
Anneciğim, hep diyorum ya sahip olduğumuz herşeyi senin o temiz yüreğine, varlığına ve bizim yanımızda oluşuna borçluyuz..
Yani benim için Hıdırellez önemli..
Neler neler diliycem bu sene bir görseniz..
Bu sene ben de elime kağıt kalem alıcam, yeni evimde annemi de yanıma alıp, bu sefer benim mutfak masamda renkli kalemlerle çizicem, diliycem..
Sonra onları tek tek katlayıp gül ağacına asıcam, sonra ezanla toplayıp, yazlığa gidene kadar onu salonumda şöminenin yanına yapmayı düşündüğüm bembeyaz dilek ağacımın dallarına asıcam..
Herkese çok mutlu bir ömür, sağlık, huzur, her dileğin hayırlılarının kabul olduğu günler diliyorum..
P.S: sevgili nişanlım, Hıdırellez gereği beni yarın pikniğe götürmen gerekiyor sanırım :)
Sevgiler,
Zeynep..