Temmuz 31, 2012

??



Twitter nedir? Ne yapılır, ne paylaşılır? Nasıl üye olunur? Facebook ile aynı mıdır?
Neymiş bu sosyal paylaşım ağları ya..Ne kadar da önemliymiş..
Herkesin bir facebook ve bir de twitter hesabı mı olması gerekir bu modern çağda !!!

Olmayanı kınıyor mu herkes?

İşyerinde az para ile mi çalıştırılıyorlar?
Mutlu bir hayatları olmayıp, gülümseme eksik mi oluyor yüzlerinden..
Huzurları mı kaçıyor olmayınca?

Biri bana anlatsın lütfen..
(lafımın hedefi belli, lütfen aktif şekilde facebook ve twitter kullananlar yanlış anlamasın..)

Sevgilerimle..

Temmuz 26, 2012

gelsin camlar...

O çok büyük özveriyle aldığım, kendime verdiğim sözü tutarak ay ay biriktirdiğim parayla her ay bir eksiğini tamamladığım o canım şalümomu ve cama dair herşeyi, yerim olmadığı için annemin evinde bırakarak geldim yeni evime..

Ama anladım ki yarım kalmışım..

Bu hafta sonu evin küçük odasında küçücük bir yer de olsa ayarlamaya çalışıp, ilk fırsatta yeni evime getirip, başına geçtiğimde her sıkıntıdan uzaklaşamayı deneyeceğim..

Bana iyi gelecek biliyorum..
 Bu hafta sonu, ütü-temizlik ve düzen beni bekliyor olacak :)

Herkese kocaman sevgilerimle,
Zeynep..

Temmuz 19, 2012

güzel bir akşam..



Dün Garanti Emekliliğin sponsor olduğu bir etkinlik vardı, kuki+ ta..
Pastacılık şefi Münir Altun ile akşam saat 7'den 10'a kadar resmen mest olduk..

Yumurtalar çırpıldı, unla cevizi karıştırıldı, çırpmayla karıştırmanın farkına varıldı..

Tam tamına 6 muhteşem lezzetle tanıştık, içimizden hepimizin kalbinde bir yerlere dokunan..

* Çilekli Waffle
*Cevizli Brownie
*Tiramisu
*Krem Patisserie
*Pandispanya
*Frambuaz sos

O kahve aromasının muhteşem kokusu, kalıpların o ustanın elindeki dansı, hakiki vanilyanın baş döndürücü bir tutam efsanesi..

Yapılan her lezzet önce o muhteşem kokuların arasında tek kişilik sunumlara dönüştü, tabaklar süslendi, çilekler-soslar-veeee meyvelerle buluştu..

Herkes işten çıkıp gelmiş, ağzının suyu akarken, o an kafede misafir olarak oturan masalardan şanslı seçilen herhangi birine ikram edildi tek kişilik sunumlar..

Hepimizden aynı tepki geldi, ya bizzz?

Tabii ki o tatlı şefimiz, hepimize ayrı bir tabak hazırlayıp, waffle-ımızı dondurma ve çilekle buluşturdu, cevizli brownie-miz çikolata sosuna kavuştu veee o muhteşem tiramisu kakaoya doydu..

Tabaklar önümüze geldiğinde hepimizde aynı tepki "yarın bankada nasıl çalışılır, bu kadar harika meslekler varken nasıl bankada işlem yapılır?"
:)

Bizi çok güzel ağarlayan kuki+ 'a, hiç suratını incitmeden o güleryüzüyle bizi mest eden Münir Usta'ya teşekkür ediyorum..

Mükemmel bir akşamdı..
:)

Sevgiler,
Zeynep..



Temmuz 18, 2012

uyusun da büyüsün..


Ne de zormuş insanın kendinde rahatsız olduğu noktaları değiştirmesi..
Ya da değişmesi gereken çok mu yönüm var diye düşünmesi..

Biri bana yardım etmeli ama kim ?

Değişiklik iyidir, kimi zaman yeni bir mekan, yeni bir saç modeli, yeni bir kalem, bazen renkli bir oje, kimi zamanda uzun süredir giyilmeyen bir gömleğin giyilmesi..

Elimde sihirli bir değnek olsa, kendimde değiştirmeyi isteyeceğim birkaç özellikten en baskın olanı; beklenti içine girmemek olurdu, daha relaks-daha kabullenici olmak isterdim..

Burcumun özelliklerinin bir getirisi mi desem (malum aslan burcuyum), bence bu bir getiri değil olsa olsa bir götürüdür.

Beklenti içine girdikçe alınganlaşıp,  duygusal olup sessizleşiyorum ben..

Ki ben, hiç susmayan, saçma da olsa birşeyler söyleyen, çocuk gibi konuşmaya aşık, konuştukça güzelleştiğimi düşünen ben, eğer sessizleşiyorsam, yine bir beklentiye girdiğimden, sonucunun da benim açımdan hüsran olduğundandır..

-Karşındakinin sen olmadığını unutma- denir ya; evet benim bunu aklıma, kalbime işlemem lazım..

Niyetinin kötü olmadığını bilsem de, ruhumun okşanması bu kadar kolayken neden hep ruh okşayan taraf ben oluyorum bunu anlamıyorum.

Çok şey değil inanın aslında beklediğim, kimisi "amaaann, buna mı bozuldun, ne var bunda, delisin sen, çok doğal, olduğu gibi kabul et" derken, kimisi de "haklısın, olacak iş değil, ben olsam ben de kırılırdım" diyor.

Sessizken hep düşündüğüm şey; değişmem, daha sosyal olmam gerektiği, hayat sıralamama renk katıp, bu tarz durumlarla karşılaşınca "olabilir" diyerek olgunlukla karşılamam gerektiği..

O küçük Zeynep büyüsün artık..Olgunlaşsın, mesela her hayal kırıklığında gece uykuları bölünüpte dudakları uçuklamasın, olgun bir kadın olma yolunda o ilk adımı atıp, gözyaşlarını öle ıvır zıvır herşeye akıtmasın..

Uyusun da büyüsün..

Sevgiler,
Küçük Zeynep..

Temmuz 16, 2012

büyüyoruz..



Düğünümüz oldu.. Beyaz ve siyah buluştu..
Annemin diktiği o gelinliği taşırken tuttuğum elin heyecanı en yükseklere ulaştı..

Ve bunun sonucunda ; uzun zamandır blogtan uzakta kaldım.. yeni eve geçmenin, yeni eve internet bağlatamamış olmanın sonucu olarak..

Düğünümüzden sonra bugün tam 44. gün..

Yeni bir ev, beklenen umut dolu bir yuva, aslında tanışılan onca zamana rağmen aynı eve girmenin heyecanı..
Neyi, nasıl yapsam sorgusu..
Yıllardır annemin yaptığı tüm işlerin artık benim tarafımdan yapılacak olmasının yüklediği sorumluluk..
Sokaklarda, kafelerde tuttuğun o eli, gece uykusunda saçlarında hissetmenin huzuru..
Sana; zamanında en sevdiğini söylediği tatlıyı kendi evinde ona yaptıktan sonra "çok güzel olmuş" yorumunu almanın tadı..
Gün boyu işyerinde akşama ne pişirsem düşüncesinin yorgunluğu..
"ellerine sağlık" cümlesinin verdiği şevk..
Duştan çıkışta bugüne kadar duyduğun en güzel "sıhhatler olsun"u duymak..
Ütünün, temizliğin bitmemesi düşüncesi..

Bunlar içimdeki en güzel noktalar..

İçimde biryer var ki, orası hep annemle kaldı..
Çocukluğum..

Aklımdan hiç çıkmayan kocaman bir düşünce "acaba annem şuan ne yapıyor, akşam tek başına olduğu için yemek yemeyi geçiştirip peynir ekmek mi yiyor, kapıyı kitledi mi?"
İhmal etmemeye çalışsam da hep aklımda "acaba yalnız mı kaldı?" sorusu..

Annecim, kızın büyüdü ama sana sevgisi kocaman oldu, sana olan anlayışı büyüdü, sana olan özlemi..
En çok ta sana olan hayranlığı..

Anlıyorum ki, zaman geçerken küçükler büyüyor, zaman herkesi ve herşeyi büyütüyor..
Küçücük yürekteki aşklar, küçük aileler, küçük özlemler, küçük bedenler, küçük eller zaman geçtikçe büyüyor..

(:
Sevgiler,
Zeynep..